Irak Mutfağı, yabancılar için çok lezzetli, bizim içinse sıradan bir mutfak. Yemekler lezzetliydi elbette, ama çok da değişik bir şey beklememenizi öneririm. Babamla Erbil'de Dawa2 adında bir Irak lokantasına gittik. Fiks menü sundular.(Kişi başı 25$)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr0kLTrg3FUcKJP2Qy6994eU5G54vr7sc06W7b3qqoAMMDwPDGnWEBF3KUcpVcFMTjFSlsiwS5W3sBk31-0Pt15OLHcFRa7tY1zfilpFEpBPn4PnTROVUuMuedA2LlbmpCBU3Dt1wMntKN/s1600/IMG_6979.JPG) |
Baba-oğul sofrada |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigXmGGcy2L3odT8KAM7Jrb51xRkh19sQvRsY6VrA_8T6_905CR7LvMcjKleIX-8R94ZNtVXkl4RrhkCzybVIOe-SMfytOHTASAGZo10K6U56mRIdwElo8QnCNAjCNPmDr5dyZ4pLiLxh4h/s1600/IMG_6981.JPG) |
Ara sıcaklar |
Türk olduğumuzu duyanlar bildikleri az Türkçe ile bize yardımcı olmak için çabalıyorlar. Dawa'da da aynısı oldu. Servis çok hızlıydı. Bir anda soframıza ince bulgurdan pilav, ince sucuk dilimleri, beyaz pilav, güveçte tavuk, kuzu incik, humus, kırmızı pancar, havuç salatası, zahter salatası ve yağlı ekmek geldi. Porsiyonlar da iki değil, dört kişilikti resmen. Sunum bitince öğrendik ki bunlar ara sıcaklarmış. Bu kadar çok başlangıç yemeğinin geleceğini bilmediğimiz için bir de kuzu tandır söylemiştik. Kuzu tandırımız da altında bir orduyu doyuracak kadar yasemin pilavının yanında badem ve kuru üzüm ile birlikte geldi. İçeceğimiz de vişne kompostosu. Yanında da sos niyetine kabak ve kuru fasulye vardı. Bu yemeklerin hepsi bitmedi elbette ki. Üzüldüğüm nokta ise yemek artıklarının doğrudan çöpe atılmasıydı. Yazık, Erbil'e ve bölgenin diğer kentlerine kaçmış binlerce mülteci aç durumdalar.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEga3O22ERt_qp1_Ny4uU9Hde7uIbDLvwiRiO4JBmw1m6NDAqHZ-H2I51QUjl5ed35IRVgx1hrysXfrvkMKZRPW0gMd2zM2DERlTZZggt0vA_77iIDTeT3SYK1Z85yfeyfBYooj4RLSAiere/s1600/IMG_6984.JPG) |
Ana yemek |
Tatlı konusunda biraz zayıflar. Lokantada muhallebi ve baklava ikram ettiler. Bulduğum en orijinal tatlı ise Kayseri Çarşısı'ndaki "kastel" idi. Safranlı muhallebinin üzerine baklava parçaları konmuş. Irak'ın belki de biricik ama en harika tatlısıydı. Ayrıca sokaklarda nar satıldığını da gördüm. Yaban Kazı elbette ki narı Iraklılar gibi yedi, tuz serperek. Nasıl tadını alıyorlar anlamadım. Vardır bir bildikleri...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhogIXfjxRYU0-fqCY3h36hQIbB7KwBzf3GdECGrr8jIfxwlpb3_B9KNpQf7mNvH9zKknjuc9f3Lj1-UwQRr4hF9ks3xFMZnJDvrnfP6URUwpsNOLfFlGGgH-DJtaIbfpPd7Hjd1CLFB8-0/s1600/IMG_7015.JPG) |
Kastel |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5qsqGuzpnwgYaovmh2GzT6wLVqsztu7PWDXII42AOUdV6q89dokCN-nibB2sBOVlcPw3sFkga1xdVxFySZg7my2askeKbsO4xT0J0ENTl6pqUf2A-AQPrkvqWpROl8k0JD5vy4wuFEtxZ/s1600/IMG_7014.JPG) |
Tuzlu nar
|
Müzik konusuna gelirsek, bu makaleye ait değil ama değinme ihtiyacı duydum. Irak Kürtleri, Araplar'ı sevmiyorlar. Çeşitli sebepleri var, ağırlıklı olarak Saddam döneminde gördükleri baskı yüzünden, ama Arap müziğine bayılıyorlar. Kürt müziğinden çok Arap müziği dinleniyor restoranlarda, taksilerde, her yerde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder